İstanbul’un Tuzla ilçesinde, denizcilik üzerine yüksek öğretim ve uygulamalı eğitim veren Piri Reis Üniversitesi Kampüsü, 60.000m2’lik alana yayılan ve birbirine bağlı 8 bloktan oluşmaktadır.
Yoğun bir fonksiyon programına sahip kampüs planlamasında bloklar eğimli arazi üzerine kademeli olarak yerleştirilmiştir.
Buradaki temel amaç, bloklar arasında açık kamusal mekan yaratmanın yanı sıra öğrencilerin ve eğitmenlerin gün içinde bir araya gelebilecekleri bir buluşma noktası oluşturmaktır.
Arazinin kuzey-güney yönünde uzanan açık yürüyüş hattı, altı bloğu birbirine bağlayan bir omurga şeklinde tasarlandı.Bu omurga, kampüsün ana sirkülasyon koridoru olarak işlev görmekte ve kampüs içinde kullanıcıya kesintisiz bir deniz manzarası sunmaktadır.
Gün ışığına ihtiyaç duymayan mekanlar toprak altında konumlandırılırken, bu mekanların teras çatıları bloklar arasındaki meydanları oluşturmaktadır.
Kampüs elektrik ihtiyacının %45’ini kendi sağlamakta ve elektrik üretimi sırasında açığa çıkan enerji binaların soğutması ve ısıtmasında kullanılmaktadır.
Tüm kampüsün kullanım suyu deniz suyunun tatlı suya çevrilmesi ile elde edilmektedir. Yağmur suyu ve gri sular ise tuvalet sifonlarında ve peyzaj sulamasında kullanılarak ek tasarruf sağlanmıştır.
Topoğrafyanın kullanılması sayesinde arazi çevresindeki bisiklet ve araç yollarından bloklara bağımsız girişlerle ulaşılabilmesi sağlanmıştır.
Sürdürülebilirliğe ilişkin alınan önlemler, Piri Reis Üniversitesi’nin Türkiye’nin ilk yeşil kampüsü olmasını sağlamıştır.